DAYANIŞMA EKONOMİSİ
Paylaşım ekonomisi insan kaynağını hammaddeleri ve
bilgi kaynaklarını paylaşan sosyoekonomik ekosisteme verilen isimdir.
Bu yaklaşım hizmet ve ürünlerin tasarım, üretim,
dağıtım, ticaret ve tüketim süreçlerinin farklı kişi ve kurumlar tarafından eşzamanlı
veya birbirini müteakiben paylaşılarak gerçekleştirildiği ekonomik bir sisteme
işaret eder.
Paylaşım ekonomisi pek çok farklı anlamı
içerisinde barındıran bir çatı kavram olsa da ilk başta daha çok internet müşterekleri yoluyla
kolaylaştırılan iktisadi ve sosyal faaliyetlerle yola çıkmıştır.
Açık kaynak kodlu yazılım toplulukları içerisinde ilk
kez dillendirilen bu yaklaşım genel anlamıyla daha demokratik bir piyasa
mekanizması içerisinde yer alan, denkler arası (peer-to-peer) hizmet ve ürün
sağlamaya işaret eder.
Bu modelin temel ayırıcı özelliklerinden birisi,
hibrid bir piyasa modeli olarak sahip olma/mülkiyet haklarından ziyade kullanım
hakkının ekonomik döngülere sokulmasını da içermesinden ötürü armağan
ekonomisi özelliklerini de barındırmasıdır.
Paylaşım ekonomilerinin büyümesinde
toplum-temelli entegre internet hizmetlerinin mevcudiyeti de önemli rol
oynamaktadır.
Birleşmiş Milletler İktisadi ve Sosyal Konular
Birimi’ne (UNDESA) göre küresel ölçekte 6.9 milyon istihdam yaratan 761.221
adet kooperatif ve kooperatif şirket 813.5 milyon üye ile 18.8 trilyon ABD
doları boyutunda bir ekonomi yaratmış durumdadır.
Bu ekonomilerin yıllık net geliri 2.4 trilyon
ABD doları seviyesindedir.
Paylaşım ekonomisi belirtildiği gibi farklı değer
değişimlerini içeren hibrid bir ekonomik modeldir.
Dolayısıyla takas, değişim, kolektif satın alma,
kolektif tüketim, ortak mülkiyet, ortak değer, kooperatif, geri dönüşüm,
yeniden kullanım, yeniden dağıtım, kiralama, ödünç verme, üyelik-bazlı
dağıtım/değiş-tokuş gibi farklı araçlar kullanmaktadır.
Paylaşım ekonomileri kâr-odaklı sistemler
olabildikleri gibi kâr amacı gütmeyen modeller de içerebilir.
Benzer bir fikirden yola çıkıp daha radikal bir
ekonomik yeniden düzenleme öngören yaklaşımlardan birisi de dayanışma
ekonomileridir.
Dayanışma ekonomisi kooperatif, kolektif, kâr amacı
gütmeyen (dolayısıyla makro ölçekte geçiş şehirleri, planlı ekonomik
küçülme ve kararlı durum ekonomisi gibi önerilerle el ele ilerleyen),
üretim-tüketim döngülerinin temelinde demokratik karar almanın yer aldığı bir
iktisadi modeldir.
Bu yaklaşım sermaye birikiminden ziyade insan ve
ekosistem refahını merkeze alarak kapasite oluşturma, güçlendirme, eşitlik ve
katılımcılık gibi ana eksenleri içerir.
Bu anlamda dayanışma ekonomisi pratikten
doğan alternatif bir kalkınma çerçevesi sunmaktadır.
Bir ayağı feminist ve ekolojist siyasette yer
alan dayanışma ekonomileri; yardımlaşma, mütekabiliyet ve üretim-tüketimde
işbirliğini ırk/ etnik köken, vatandaşlık, sınıf, toplumsal
cinsiyet gibi göstergelerden bağımsız olarak ele alır.
Dolayısıyla tabandan kurulan ve ağ şeklinde birbirine
eklemlenen yerel ekonomilerin piyasa önceliklerinden ziyade sosyal ve
ekolojik önceliklere hizmet edeceği bir modeldir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder