2 Kasım 2022 Çarşamba

DAYANIŞMA EKONOMİSİ

 

Paylaşım ekonomisi insan kaynağını hammaddeleri ve bilgi kaynaklarını paylaşan sosyoekonomik ekosisteme verilen isimdir.

 Bu yaklaşım hizmet ve ürünlerin tasarım, üretim, dağıtım, ticaret ve tüketim süreçlerinin farklı kişi ve kurumlar tarafından eşzamanlı veya birbirini müteakiben paylaşılarak gerçekleştirildiği ekonomik bir sisteme işaret eder.

 Paylaşım ekonomisi pek çok farklı anlamı içerisinde barındıran bir çatı kavram olsa da ilk başta daha çok internet müşterekleri yoluyla kolaylaştırılan iktisadi ve sosyal faaliyetlerle yola çıkmıştır.

Açık kaynak kodlu yazılım toplulukları içerisinde ilk kez dillendirilen bu yaklaşım genel anlamıyla daha demokratik bir piyasa mekanizması içerisinde yer alan, denkler arası (peer-to-peer) hizmet ve ürün sağlamaya işaret eder.

 Bu modelin temel ayırıcı özelliklerinden birisi, hibrid bir piyasa modeli olarak sahip olma/mülkiyet haklarından ziyade kullanım hakkının ekonomik döngülere sokulmasını da içermesinden ötürü armağan ekonomisi özelliklerini de barındırmasıdır.

 Paylaşım ekonomilerinin büyümesinde toplum-temelli entegre internet hizmetlerinin mevcudiyeti de önemli rol oynamaktadır.

 Birleşmiş Milletler İktisadi ve Sosyal Konular Birimi’ne (UNDESA) göre küresel ölçekte 6.9 milyon istihdam yaratan 761.221 adet kooperatif ve kooperatif şirket 813.5 milyon üye ile 18.8 trilyon ABD doları boyutunda bir ekonomi yaratmış durumdadır.

 Bu ekonomilerin yıllık net geliri 2.4 trilyon ABD doları seviyesindedir.

Paylaşım ekonomisi belirtildiği gibi farklı değer değişimlerini içeren hibrid bir ekonomik modeldir.

 

Dolayısıyla takas, değişim, kolektif satın alma, kolektif tüketim, ortak mülkiyet, ortak değer, kooperatif, geri dönüşüm, yeniden kullanım, yeniden dağıtım, kiralama, ödünç verme, üyelik-bazlı dağıtım/değiş-tokuş gibi farklı araçlar kullanmaktadır.

 Paylaşım ekonomileri kâr-odaklı sistemler olabildikleri gibi kâr amacı gütmeyen modeller de içerebilir.

Benzer bir fikirden yola çıkıp daha radikal bir ekonomik yeniden düzenleme öngören yaklaşımlardan birisi de dayanışma ekonomileridir.

Dayanışma ekonomisi kooperatif, kolektif, kâr amacı gütmeyen (dolayısıyla makro ölçekte geçiş şehirleri, planlı ekonomik küçülme ve kararlı durum ekonomisi gibi önerilerle el ele ilerleyen), üretim-tüketim döngülerinin temelinde demokratik karar almanın yer aldığı bir iktisadi modeldir.

 Bu yaklaşım sermaye birikiminden ziyade insan ve ekosistem refahını merkeze alarak kapasite oluşturma, güçlendirme, eşitlik ve katılımcılık gibi ana eksenleri içerir.

  Bu anlamda dayanışma ekonomisi pratikten doğan  alternatif bir kalkınma çerçevesi sunmaktadır.

 Bir ayağı feminist ve ekolojist siyasette yer alan dayanışma ekonomileri; yardımlaşma, mütekabiliyet ve üretim-tüketimde işbirliğini ırk/ etnik köken, vatandaşlık, sınıf, toplumsal cinsiyet gibi göstergelerden bağımsız olarak ele alır.

Dolayısıyla tabandan kurulan ve ağ şeklinde birbirine eklemlenen yerel ekonomilerin piyasa önceliklerinden ziyade sosyal ve ekolojik önceliklere hizmet edeceği bir modeldir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  BİR MATEMATİK YAPIMCISI VAR Neden hiçbir şey yok değil de var?   Bu soruya dinin verdiği cevap “Tanrı dünyayı yarattı, onun için bir...