KÜRESEL EKONOMİK GELİŞMELER - 1
Küresel ekonomi, 2020 yılında Kovid-19 virüs salgını
nedeniyle zorunlu olarak uygulanan tedbirlerin de etkisiyle muazzam
bir üretim kaybına uğramıştır.
2020 yılının ilk yarısında bazı gelişmiş
ülkelerde GSYH, yüzde 20’yi aşan oranlarda gerilemiştir.
Karantina koşullarının gevşetilmesiyle ve yeni
normale geçilmesiyle üretim küresel düzeyde ilk aşamada hızlı
toparlanmıştır.
Ancak toparlanma küresel ekonomiyi eski büyüme
patikasına taşımak için henüz yeterli değildir.
Yılın üçüncü çeyreğinde hane halkı tüketimi daha
çok dayanıklı tüketim malları tarafında kuvvetlenirken, işsizlik
oranları bir miktar düşüş göstermekle birlikte halen yüksek
seyretmektedir.
Özel kesim yatırımları ve ticaret zayıf
seyretmekte, bu durum küresel imalat sanayinin toparlanmasını
sınırlamaktadır.
2019 yılı sonunda kısmen anlaşma zeminine doğru
evirilen ticaret savaşları, salgınla birlikte gündemden uzaklaşmış gibi görünse
de ABD-Çin ekseninde tansiyon yükseliş göstermiştir.
Buna AB ile İngiltere arasındaki Brexit sürecindeki
sorunlar ilave edildiğinde, küresel ticaretin ivme kazanmasını engelleyen
risklerin varlığını koruduğu gözlenmektedir.
Salgınla birlikte temelde ABD Merkez Bankası
(Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (AMB) gibi gelişmiş ülke merkez bankaları yanı
sıra gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının da genişlemeci para
politikası uygulamasıyla birlikte finansal koşulların, küresel ekonomik
faaliyetteki toparlanmayı desteklemesi beklenmektedir.
Ancak salgının bir süre daha devam etmesi
öngörülmekte, küresel düzeyde yaygın ve etkin bir koruyucu tedavinin kısa
vadede uygulanması güç görünmektedir.
Bu nedenle küresel ekonominin son IMF tahminlerine
göre bir önceki yıla göre 2020’de yüzde 4,4 daralması, 2021 yılında
ise yüzde 5,2 büyümesi öngörülmektedir.
Salgının seyrine bağlı olarak özellikle 2020’nin ilk
çeyreğinde finansal piyasalarda oynaklık hızla artmış, özellikle hisse
senedi piyasalarında tarihsel düşüşler gözlenmiştir.
Riskli varlık fiyatları keskin düşerken, sermaye
akımları gelişmekte olan ülkeler aleyhine bozulmuştur.
Gelişmekte olan ülke para birimleri değer
kaybederken hızla düşen taleple petrol
fiyatları tarihsel dip seviyelere inmiş, güvenli liman olarak görülen
altın ve gümüş fiyatları yükselmiş, diğer emtia fiyatları da düşüş
göstermiştir.
Küresel piyasalar halen salgına ve uygulanan
politikalara fazlasıyla duyarlı olup küresel düzeyde hisse, altın ve
petrol fiyatları hala tam anlamıyla istikrarlı bir görünüme kavuşmuş
değildir.
Yeni normal dengede güvenli liman arayışı devam
etmekte, gelişmekte olan ülkelere sermaye girişi önceki yıllara göre daha
kırılgan bir seyir izlemektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder