ABD - ÇİN TEKNOLOJİ SAVAŞI - 2
HUAWEİ grubu ve ÇİN
Daha 1974 yılında Huawei henüz küçük çaplı bir girişim
iken, kurucusu Ren Zhengfei, dönemin devlet başkanı Jiang Zemin ile
görüşmesinde, telekomünikasyonun milli bir mesele olduğunu ve söz konusu
alanda teknik donanıma sahip olamamanın ordusuz kalmak ile eşdeğer
olduğunu ifade etmişti.
HUAWEİ zaman içinde gelişerek ÇİN’in en stratejik
kuruluşlarından biri durumuna geldi. Huawei 170 ülkede 194000 kişi istihdam
ediyor.
Huawei artık 5G teknolojisinin dünyadaki en önde gelen
temsilcisi durumunda.
Huawei 2020 yazında akıllı telefon satışlarında
SAMSUNG grubunu geçti.
İnovasyon alanında en başarılı girişimler arasında
yerini alan HUAWEİ,’nin HiSilicon branşı, Kirin yongasını
(chip) üretti.
Kirin yongası, pazardaki en gelişmiş yapay zeka
uygulamalarında kullanılmakta.
HUAWEİ (R&D) araştırma geliştirme alanında yıllık
karının yüzde 10’undan fazlasını yani 2019’da 15 milyar dolar, 2020’de 20
milyar dolar ayırmakta ve bu alanda APLE ve MİCROSOFT’un önünde yer
almaktadır.
(Söz konusu miktarın ne kadar yüksek olduğunu
algılamak için, koskoca Alman otomotiv sanayiinin R & D’ye 2018
yılında 30 milyar dolar ayırdığını belirtmek yeterli olur.
5G teknolojisi her çeşit alet arasında iletişimin çok
daha hızlı oluşmasını sağlayacaktır. (IoT / nesnelerin interneti).
Öte yandan Huawei’nin aysbergin görünen kısmı olduğunu
Çin’in uç teknolojik alanda faaliyet gösteren bir dizi şirket ile teknoloji
pazarında liderliğini sağlamaya çalıştığı görülmektedir.
ZTE, WeChat, Tik Tok, gibi Çin firmaları teknoloji
alanındaki Çin üstünlüğünü pekiştirmekte üstlerine düşenleri yerine
getirmektedir.
Birçok ülke bu arada İngiltere ABD’nin baskısı altında
iletişim sektörlerindeki Huawei ekipmanlarını kullanımdan kaldırmak zorunda
bırakıldılar.
Ancak daha 1990’lı yıllardan itibaren Huawei ilerisini
görerek, kar marjlarının düşük olduğu üçüncü dünya ülkelerinde yatırım yaparak,
afrika, güney Amerika gibi dünyanın birçok coğrafi bölgesinde köprü
başları tutmuştur.
Bu arada TRUMP, hükümetin resmi emeklilik fonlarının
portföylerinde Huawei’nin ve Çin şirketlerinin hisse senetlerine yatırım
yapmalarını engelledi.
Bu arada ABD milli emniyet ajansı (NSA) Huawei’nin
muhtemel casusluk faaliyetlerini araştırmak için derin çabalar sarf etmesine
rağmen Huawei’nin böylesi bir faaliyetini doğrulayacak herhangi bir delil elde
edemedi.
Tam tersine huawei NSA’nın dost, düşman ülkelerdeki
casusuluk faaliyetlerini serbestçe yürütmesini bir anlamda engelledi.
(Edward Snowden’in NSA’nın casusuluk
faaliyetleri ile ilgili 2013 yılındaki ifşaatı hatırlardadır).
Huawei örneğinin diğer bir boyutu ise Fikri
haklar konusunda taşıdığı önemdir.
Bir smatphone / akıllı telefon 250.000 adet patent ile
korunma altına alınmıştır.
Dolayısıyla 5G teknolojisi aynı zamanda
bir patent ağı içermekte ve söz konusu patent ağları ticaret
savaşının ciddi bir boyutunu oluşturmaktadır.
Bu patentler SEP / standart Essential Paterns
normlarına uymak durumundadır.
SEP kalifikasyonuna sahip patentler 5G
teknolojisi normları ile uyumludur.
Bu patentlerin ağırlığı son yıllarda ABD’den asya
ülkelerine doğru kaymıştır.
Patent dediğinizde devreye telif ücretinin
girdiğini (fikri hak anlamında) anlamak gerekir.
ABD firması Qualcomm, 2G teknolojisi patentlerinin
sahibi olarak 2001 senesinde Huawei firmasından 5 milyar dolara yakın patent
telifi tahsil etmiştir.
Huawei ileriki yıllarda bu monopolü kırmayı hedef edinmiştir.
Zaman içinde Huawei bu monopolü kırarak 5G
teknolojisine bağlı SEP standartlı patentlerin çoğunu elde edebilmiştir.
1998 yılında ABD şirketleri Çin şirketlerine kıyasla
26,8 misli patent telifi elde ediyorlardı. 2019 yılına gelindiğinde bu oran 1,7’ye
düşmüştür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder